Geçmişten günümüze dek diyabet teknolojilerinin bir parçası kan şekeri glukometreleri için göz önünde bulundurulması gerekenler :
Doğruluk/ Kesinlik ve duyarlılık
Kan glikoz kontrolünde hata kaynakları
1- Bireye bağlı hatalar ( tip 1 diyabetliler için hazırlanan bu bölüm hemen aşağıdadır.)
2- Ve Diğerleri
Bu yazımızda normal ortamda ( tip 1 diyabetli birey için) ve klinik ortamda elde edilen verilerin doğruluğunun , güvenirliğinin nasıl saptanacağına ve hangi faktörlere bağlı olduğuna ve bunlar için hangi prensiplerin olduğuna değindik.
Resim Kaynak / Source : NoCamels
Kan şekeri takibi için günlük olarak tip 1 diyabetlilerin kullandığı glukometrelerin klinik alanda da kullanımı söz konusudur.
Bu klinik alanda kan şekeri glukometrelerin hipoglisemi ve hiperglisemi gibi önemli durumlarda kullanımları güvenilir görülmektedir. Ancak laboratuvar görevlisinin bulunmadığı durumlar için şunlar gündem konusu olmuştur.
A) – Kullanıcının eğitimi
B) – Yeni standartlar
C) – Sistem Güvenirliği ve sürekliliği ile ilgili soru ve sorun
1980 yıllarının başı kan şekeri izleme araç ve programlarının standartlarını saptama ve kalite güvenliği ile ilgili çalışmalar yer almakta. 1922 yılına gelindiğinde amerika birleşik devletleri’nde kan şekeri glukometreleri ve striplerle bağlantılı olarak bazı standartlar geliştirilmiştir. Fakat bu standartların kabul edilebilirliği , uygulanabilirliği ve kullanım kolaylığı konusunda tartışmalar günümüze kadar ulaşmıştır.
Kalite Güvenliği :
Kalite güvenliği : güvenilir sonuç kapısına ulaştıracak prosedürün her aşamasını düşünün bu aşamaların uygun performans sağlamak üzere kapsamlı bir biçimde programlanması. Örnekle açıklayacak olursak : Hastanelerde glukometrelerin seçilmesi kalite güvenliğine girer.
Kan şekeri ölçümünün doğruluğu ve güvenirliğine geldiğimizde bunlar çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilmektedir.
1- Kullanıcı ( Klinisyen ve Hasta )
2- Test edilen kişi
3- Araç ( Glukometre )
4- Diğer araçlar ( stripler , parmak delme araçları vb.)
Resim Kaynak / Source : Everyday Health
Glukometrelerin doğruluk ve güvenirlik açısından değerlendirilmesinde şu kriterler yer alır :
Doğruluk/Kesinlik ( Accuracy ) :
Aynı kan örneğinden ele alacak olursak :
Bu kan örneğinden bir glukometre ile ölçüm yapıp alacağınız sonuç bunun yanında da referans gösterilen bir laboratuvar metodu ile yapılıp alınan ölçüm sonucu birbirine yakın olmalı. Bunların arasındaki fark %15-20’yi geçmemelidir.
Duyarlık ( Precision) :
Aynı glukometreden alınan sonuçlar arasında tutarlılığı ifade eder. Aynı glukometre kan örneği ile arka arkaya yapılan ölçüm sonuçları arasındaki fark %5’i geçmemelidir.
Alınan neticelerin doğruluğu ve uygun kullanımı aşağıdaki resimde bulunan faktörlerden etkilenir.
Resim Kaynak / İmage Source : Diyabet ve Yönetimi , Yrn .Doç Dr. Rukiye Pınar / Kan Glikozuna İlişkin Verilerin Doğruluğu ve Kullanımlarını Etkileyen Faktörler ( Walker EA : Quality assurance for blood glucose monitoring. Nurs Clin North Am 28(1) : 62 , 1993 )
Kan Şekeri Takibinde Hata Kaynakları :
Hata kaynakları şu başlıklarla ele alınmaktadır : Klinik alanda yetkililere bağlı hatalar , Hastalara bağlı hatalar ve hastanın durumu ve /veya ilaçlar vb gibi
1- Bireye Bağlı Hatalar ( hastalara bağlı hatalar ) :
Kan glikoz takibinde hastalarında yaptığı hatalar bulunmaktadır. FDA , kan glikoz takibinde insan faktörü hata kaynaklarıyla bağlantılı çalışmalar gerçekleştirmiştir. Ve sonuç olarak bu hatalardan kaçınmak için özel hasta eğitimi ve izleme programları üzerinde durmuştur.
FDA’ya göre
1- Üretici firmaların kan glikoz öçüm araçlarıyla ilgili verdiği talimatların izlenilmemesi
2- Kalite kontrolü için glikoz solüsyonların stribi ziyan edeceğinin düşünülmesi
3- Glukometrelerdeki optik camın temizliğinin ihmal edilmesi
4- Parmak delmek için alkol uygulamasından sonra beklemeyip kan damlasının alınması . Bundan dolayı alkol ile alınan kanın birbirine karışması sonucu elde edilen yanlış sonuçlar.
5- Yeterli kanın elde edilebilmesi için parmağa uygulanan şiddetli basınç ( Bu hemolize veya kanın doku sıvısı ile karışmasına neden olur. Böylece sonuçlar değişebilir.)
Aşağıda çeşitli hataya sebep olabilecek bireyin durumu ve başka konularla ilgili maddeler verilmiştir.
1- Hematokrit :
kan şekeri ölçüm sistemlerinin birçoğu , hastalar için onları kullanışlı yapan hematokrit aralığına sahiptir. Sıvı yetmezlikli bir hasta , anemik bir hasta , polisitemili bir hasta veya neonatal ve yaşlılar kan şekeri ölçüm cihazının hematokrit aralığı dışında kalabilir. Yanlış kan şekeri değerinin elde edilmesine etken olabilir. Normalin üzerindeki hematokrit kan glikozunun düşük saptanmasına Normalin altındaki hematokrit ise yüksek saptanmasına etken olabilir. Gelişmiş ülkelerde rutin bir değerlendirme yöntemi olarak bunlara daha fazla önem verilmektedir..
2- Hipotansif şok :
25 hipotansif şoklu hastada yapılan bir araştırmada parmaktan alınan kapiller kan örneği ile değerlendirilen kan glikozunun venöz değerlere göre çok düşük olduğu gösterilmiş. Ciddi hipotansif durumlarında parmaklardaki yetersiz doku perfüzyonu yanlış sonuçlara sebep olabilir.
3- Çevresel faktörler :
Birçok tip glukometre , strip kullanımı , soğuk , sıcak ve nem gibi faktörlerle sınırlanabilir.
4- Diğer faktörler
Büyük dozlardaki askorbik asit ve asetominophem stripleri etkileyebilmektedir. ( örneğin bazı glukometre striplerinin kimyasal madde emdirilmiş bölümlerini. ) Bu şekilde kan glikozu sonucu yanlış çıkabilir. Ek olarak parmakları ödem olan hastaların da sonuçları yanlış çıkabilir.
Özetleyecek olursak ;
Kan Şekeri Takibinde En Sık Yapılan Hatalar :
1- Yazılı rehberi ( ölçümün ) okumadan ve ilgili kurallara uymadan ölçümün yapılması
2- Kan alınacak olan parmağın şiddetli sıkılması , ovuşturulması
3- Alkolün sürülmesinin ardından beklemeden kanın alınması. ( Alkol ile kan birbirine karışabilir. ve buda sonucu etkileyebilir. )
4- Parmak uçlarının lateral bölümlerinin ( daha az ağrılı bölümler olduğu belirtilmekte ) kullanılmaması
5- Gereğinden az kan alınması
6- Glukometrelerdeki kod numaralarıyla kullanılacak strip kutularının üzerindeki kodların yanlış karşılaştırılması ( kodsuz kan şekeri glukometreleri de bulunmaktadır. Bu cihazlarda bu işlem gerçekleştirilmez. )
8- Ölçümler sırasında strip kutu kapaklarının açık bırakılması
9- Kalite kontrol testleri ve kalibrasyon yapılmaması
Klinik Alanı :
Klinik Alanda Nasıl Bir Yöntem İzlenir: ( Klinik Bölümüne Ait )
Genelde serum kan glikoz düzeyi tam kan glukoz düzeyine göre %10-15 daha fazla bu fark ölçümün doğruluğunu değerlendirmede göz önünde bulundurulmalı. Aşağıda verilen bu formül glukometrelerin ve laboratuvar testinin doğruluğunu tespit etmekte sık sık kullanılmaktadır.
Resim Kaynak / Source : Diyabet ve Yönetimi , Yrn .Doç Dr. Rukiye Pınar
Örneğin :
Glukometre ile çıkan 140 mg/dl kan glikoz değerini ve laboratuvar testiyle ölçülen 209 mg / dl kan glikoz değeri göz önüne alarak şu formülden yola çıkalım.
Resim Kaynak / Source : Diyabet ve Yönetimi , Yrn .Doç Dr. Rukiye Pınar
Glukometre ile elde edilen sonuç laboratuvar sonucuna göre %33 sapma göstermektedir. Yani demek oluyorki gerçek değerden %33 daha düşük. ( Böyle bir durumda kriter alınacak glikoz değeri 209 olmalı )
Yapılan Hatalar :
-Klinik alanda bir aracın birden çok kişi tarafından kullanılması
-Yapılan kullanımlara dair bir kayıt rehberinin bulunmaması
-Glukometre kutularının üzerindeki kodlar ile strip kutularının üzerindeki kodların yanlış eşleştirilmesi
-Süresi geçmiş striplerin kullanılması
Resim Kaynak / Source : CapRock Health System
Klinik ortamda ölçümün doğruluğu ve güvenirliği için bunlar temel prensiplerdir.
–Örnek alma prosedürü , aracın uygun bir şekilde kullanımı , korunması , test süresinin kalite kontrolünün yapılması
–Bir eğitim programının olması ve kullanıcıların kayıtlı olması
– Kalite kontrol testlerine yönelik özel günlük liste-çizelge/programın bulunması.
–Teknik test becerisine yönelik özel program /liste / çizelgelerin bulunması Ayriyetten araçlar için kalite güvenliğine ilişkin kayıtların tutulması ve bunların korunması.
( Diyabet ve Yönetimi , sf 165 )
1991’de Amerika birleşik devletleri’nde 47 eyalette 378 diyabet eğitimcisi ile gerçekleştirilen bir çalışmada ; örneklemin 3/1’ü glukometreler ile yapılan ölçüm sonuçlarının laboratuvar sonuçları ile karşılaştırılmadığını ifade etmiş. %20’sinin kan glikoz ölçümü ile alakalı bir eğitim veya sertifika programından geçmemiş olduğu belirtilmiş. Benzer çalışmada %30’unun günde en az bir kez yapılması gereken kalite kontrol testini yapmadıkları tespit edilmiştir.
( Diyabet ve Yönetimi , sf 166 )
Kaynak :
PINAR, R : Diyabet ve Yönetimi , ( Merve Matbaacılık ) , İstanbul 1998