Sana Biotechnology firması, Tip 1 Diyabet Çalışmasında Kayda Değer Klinik Sonuçları bildirdi. Bu sonuçlar bağışıklık baskılayıcı olmadan hücre tedavisi görerek insülin üretimi sağlayan bir hastadan elde edildi.
Çalışmadan elde edilen kayda değer kısa bulgular şöyle;
- Yapılan İlk İnsan çalışmaları, nakledilen pankreas adacıklarının bağışıklık sistemi tarafından red edilmeden insülin üretmesini sağladığını ve bağışıklık baskılayıcı tedaviye gereksinim olmadığını gösterdi. Bununla birlikte, gen düzenleme teknolojisiyle modifiye edilen pankreas adacık hücrelerinin bağışıklık sistemi tarafından tespit edilmeden çalıştığı ve ilk tedavi edilen Tip 1 Diyabet hastasında kas içine yapılan nakilden sonra hücrelerin vücutta kalmaya devam ettiği bildirildi.
- Pankreas Adacıklarının Çalışma Durumu, insülin üretiminin bir göstergesi olan dolaşımdaki C-peptit seviyelerinin tutarlı şekilde üretilmesi ve karışık öğün tolerans testi (MMTT) ile bu seviyelerin yükselmesiyle tespit edildi.
İşte detaylar;
Tip 1 diyabet, bağışıklık sisteminin pankreastaki insülin üreten beta hücrelerine saldırması ve onları yok etmesi sonucunda ortaya çıkar. Bu nedenle, vücutta insülin üretimi ortadan kalkar. Shapiro ve arkadaşları tarafından 2000 yılında geliştirilen adacık nakli protokolü, Tip 1 Diyabet (T1D) tedavisinde bir devrim yaratarak terapötik bir potansiyeli ortaya koydu. O zamandan bu yana, adacık hücre naklinin optimize edilmesi ve özellikle kök hücre kaynaklı adacık hücreleri ile alternatif nakil bölgelerinin araştırılması gibi alanlarda önemli ilerlemeler kaydedildi (Czarnecka vd., 2023).
Sana Biotechnology firması, tip 1 diyabet tedavisi için Uppsala Üniversitesi Hastanesi ile iş birliği içinde yürütülen ilk insan çalışmasından elde edilen ilk sonuçları bildirdi. Çalışmada, naklin güvenliği ve bağışıklık baskılayıcı ilaçlara gerek olmadan tip 1 diyabetli bireylerde insülin üretiminin yeniden sağlanıp sağlanamayacağı araştırılmıştı.
Çalışmada, UP421 olarak adlandırılan, firmanın gen düzenleme ile genetik olarak modifiye edilmiş allojenik bir birincil adacık hücre tedavisi, bağışıklık baskılayıcı tedavi olmadan bir tip 1 diyabet hastasına uygulandı.
Hücre naklinden dört hafta sonra elde edilen çalışmanın sonuçları, dolaşımdaki C-peptit varlığıyla ölçüldüğü üzere pankreatik beta hücrelerinin hayatta kaldığını ve işlev gördüğünü gösterdi. (C-peptit, nakledilen beta hücrelerinin insülin ürettiğini gösteren bir biyobelirteçtir.) Ayrıca, çalışmada elde edilen bulgularda Karışık Öğün Tolerans Testi (MMTT) sırasında C-peptit seviyelerinin artması, bir öğüne yanıt olarak insülin salgılandığını doğrulamakta.
Manyetik rezonans görüntüleme (MRI) taramaları, nakledilen hücrelerin bulunduğu bölgede zaman içinde kalıcı bir sinyal olduğunu, bunun da greftin hayatta kalmasıyla tutarlı olduğunu göstermiştir. Çalışmada herhangi bir güvenlik sorunu tespit edilmemiş ve genetik olarak modifiye edilmiş adacık hücrelerinin bağışıklık tepkilerinden kaçındığı belirlenmiştir.
Firma yetkilisi Steve Harr elde edilen bulgulara ilişkin şunları aktardı. “Çalışma hedeflerimize ulaştık; HIP ile modifiye edilmiş birincil pankreatik adacık hücrelerinin bağışıklık baskılayıcı tedavi olmadan kas içi nakilden sonra hayatta kaldığını, işlev gördüğünü ve bağışıklık tespitinden kaçındığını gösterdik, ayrıca herhangi bir güvenlik sorunu tespit edilmedi, diyerek şöyle devam etti. “Bildiğimiz kadarıyla, bu, bağışıklık baskılayıcı tedavi veya bağışıklık koruyucu bir cihaz olmadan allojenik naklin bağışıklık açısından tamamen yetkin bir bireyde hayatta kaldığını gösteren ilk çalışmadır. Güvenli hücre nakli, bağışıklık baskılayıcı tedavi olmadan, Tip 1 diyabet ve diğer birçok hastalığın tedavisini dönüştürme potansiyeline sahiptir. ”
Bağışıklık baskılayıcı tedavi ile birincil adacık hücre nakli, Tip 1 diyabet tedavisinde, allojenik pankreatik adacık hücrelerinin bir donörün pankreasından izole edilerek kan şekeri seviyelerini normalleştirmek ve insülinsiz bir yaşam sağlamak amacıyla hastaya nakledildiği yerleşik bir prosedürdür. Tüm organ nakillerinde olduğu gibi, alıcının bağışıklık sisteminin baskılanması, nakledilen allojenik hücrelerin bağışıklık reddini ve otoimmün saldırının yeniden ortaya çıkmasını önlemek için tarihsel olarak gerekli olmuştur. Firmanın geliştirdiği HIP teknolojisi, allojenik hücrelerin immünolojik reddini önlemek ve Tip 1 diyabette, pankreatik beta hücrelerin otoimmün reddinden de kaçış sağlamak üzere tasarlanmıştır. UP421 hücreleri bağışıklık baskılaması olmadan nakledilmiş olup, adacık hücrelerinin hayatta kalması, bu hücrelerin hem allojenik hem de otoimmün tespitten kaçındığını göstermektedir.
Sonuç:
Bu tedavinin tip 1 diyabeti tedavi edebilme potansiyelinin olduğu gözlemlendi ve bu bağışıklık baskılayıcı tedaviler olmadan gerçekleştirildi. Bununla birlikte, araştırmacıların geliştirdiği protokol ile ilgili genlerin silinerek hücrelerin alıcının vücudunda (hastada) immün sistem tarafından tanınmadan çalışması sağlanabilmiş durumda. Elde edilen sonuçlar, başka hastalarda da tekrarlanırsa Tip 1 Diyabet (T1DM) hastaları için yaşam kalitesinde büyük bir iyileşme sağlanabilecektir.
ARAŞTIRMA HAKKINDA :
Bu çalışma, bir organ bağışçısından alınan insülin üreten hücreleri içeren genetik olarak modifiye edilmiş Langerhans adacık hücrelerinin
1. Güvenli bir şekilde nakledilip nakledilebileceğini ve
2. Bağışıklık baskılayıcı ilaçlara gerek olmadan Tip 1 diyabetli bireylerde insülin üretiminin yeniden sağlanıp sağlanamayacağını test etmeyi amaçlamaktadır.
Çalışma, uzun süreli Tip 1 diyabet geçmişi olan yetişkin bireylerin ön kol kasına Langerhans adacık hücrelerinin (25.000.000-80.000.000 hücre) nakledileceği açık, tek kollu bir çalışmadır. Her iki katılımcı da aktif tedavi alacaktır. Güvenlik, bir yıl boyunca sık takip ziyaretleri ile izlenecek ve bu kapsamda tıbbi muayeneler, kan testleri ve MRI taramaları yapılacaktır. İnsülin üreten hücrelerin fonksiyonu, kan örnekleri ve sürekli glikoz ölçümü ile izlenecektir.
Çalışmanın Ana Hedefi:
Genetik olarak modifiye edilmiş allojenik insan adacıklarının kas içine naklinin, Tip 1 diyabet tanısı almış yetişkin bireylerde güvenliğini araştırmaktır.
İkincil Hedefler:
• Beta hücre fonksiyonundaki değişiklikleri,
• Metabolik kontrolü,
• Tedaviden sonraki ilk yıl boyunca pankreatik adacıklara karşı bağışıklık tepkisini incelemektir.
Referanslar:
Czarnecka, Z., Dadheech, N., Razavy, H., Pawlick, R., & Shapiro, A. J. (2023). The Current Status of Allogenic Islet Cell Transplantation. Cells, 12(20), 2423.
https://ir.sana.com/news-releases/news-release-details/sana-biotechnology-announces-positive-clinical-results-type-1
https://clinicaltrials.gov/study/NCT06239636